29 Nisan 2011 Cuma

13. Gün (Güvercinlik- Bodrum- Datça- Marmaris)


















Sabah çok güzel bir rüyadan telefonun iğrenç alarm sesi ile uyandım. Saat sabahın 6'sıydı ve kahvaltı edip kampı toparlayıp Bodrum'a Datça feribotuna yetişmem gerekiyordu. Yola koyulana kadar saat 7.12 olmuştu. Güvercinlik'e son kez şöyle bir baktım.. Burası çok güzel bir yer. Buraya geri döneceğim. Çıkış tabelasının önünde onlarca kare fotoğraf çekip yola koyuldum. Bodrum'a 20 km. kadar bir yol vardı ancak Temmuz ayındaki Bodrum turumda Göltürkbükünden Yalıkavak'a girdiğim için Bodrum'a giden bu yolun nasıl olduğu konusunda bir fikrim yoktu. Düzlük ve inişleri olabildiğince hızlı geçerek önüme çıkması muhtemel yokuşların beni yavaşlatarak feribotu kaçırmama neden olmaması için çaba gösterdim. Kısa bir çıkışın ardından şehir merkezine inen yolu hızla geçip marinaya vardım. Feribotun kalkmasına 45 dakika kadar vardı. Feribot mu dedim? Özür dilerim. Bu feribot dedikleri şey Üsküdar- Beşiktaş hattında çalışan motorların boyunda 10-15 araba taşıyabilen deniz motorları. Bisikleti alt güverteye yerleştirdiğimde gemi adamının gelip küçük bir halatla bisikleti bağlayarak sabitlemesinden başınıza gelecekleri tahmin edebilirsiniz :) Bodrum- Datça arası 120 dakika ve 25 lira tek gidiş ücreti.
Tahmin ettiğim gibi olağanüstü dalgalı bir yolculuk oldu.Bir ada dolapların kapakları açıldı ve içindeki kutu içecekler etrafa saçıldı. Üst katın pencerelerine kadar deniz suyu sıçradı. Küçük çocuklar kustu. Neyse ki beni deniz tutmadığından yolculuğu etkilenmeden atlattım. Datça'nın biraz dışında ıssız bir iskeleye yanaştık. Buradan Datça' şehir merkezine girmeden yola devam ettim. Yolda bir kaç kez aralıklı sağanak yağmur geçişlerine yakalandım. Yağmurlukları giyip çıkartmaktan sıkıldım bir süre sonra neyse ki hava tamamen açtı.

Siyah güneş gözlüğünün karanlık olduğu zamanlarda turuncu ya da şeffaf camı tercih ediyordum.. Eğer sürüş sırasında gözlük takmazsanız toz, sinek, kamyonların kasasından saçılan partiküller, çamur mıcır gelip gözünüze yapışır. Hatta lensime yapışır ki çok acı verici ve kurtulması zor bir durum. Aynı şekilde maske de ağzıma sinek, toz, egzos dumanı gibi şeylerim kaçmasını engelliyor. Kaskımdan, gözlüğümden kaç kere sinek, arı vs.. çarpıp sektiğini saymadım. Ama yüksek hızlarda bunlar kazaya sebep olabilir.

Datça'dan 12 km. kadar sonra yol dikleşiyor. Hatta bazı yerlerde inip bisikleti iterek ilerledim. Son 30 km. boyunca inişli çıkışlı yollarda çıkarken 6-7 km. inişlerde 30- 40 km. hızlarla ilerledim. Marmaris'e inen son yokuşun zirvesine geldiğimde saat akşam 7 olmuştu. Şehir merkezine girmeden Aksaz yolundaki Deniz Subay Lojmanlarını buldum. Burada kuzenim Ceren, eşi Fırat ve küçük kızları Yağmur beni bekliyordu. Eşyalarımı söküp bisikleti bırakmak biraz zamanımı aldı. Güzel bir akşam yemeğinin ardından yolculuğum hakkında konuşmaya daldık.. Yarın Marmaris'i gezip biraz fotoğraf çekicem. Yarın akşam İstanbul'a dönmeyi planlıyorum. Biletimi aldım bile. Kaçırmayı istemediğim bir kaç çekim beni bekliyor.

13.Gün:
Gidilen yol: 95.44 km.
Bisiklet üzerinde geçen zaman: 7,26 saat
Ortalama hız: 12,28
Maximum hız: 56.71 km

Turda Katedilen Toplam yol: 843km.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder